geçmişi gölgeye teslim ettim - bol sözlük

geçmişi gölgeye teslim ettim



başlık no:2051 okunma:7829



Sayfalar: |<  <<

  1. bu albümde bir tane kötü şarkı yok. intro'sundan outro'suna kadar türk rap'inde klasikleşmiş bir albüm. dolayısıyla bu şarkı da bu şaheserin bir eseri olarak zamanında gönüllerimizde taht kurmuştu. bazen dinleyecek bir şey bulamayınca açtığım şarkılardan biridir.
    nikolai
    20.9.2018 00:41
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  2. solda görünce açtım yine...
    old school pesimist beat sever
    20.9.2018 01:11
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 




  3. Spotify’da harika ve uzun bir versiyonu bulunur.
    Gerçek adım hiphop; hiphopun askerleri!
    open.spotify.com
    psy
    6.9.2019 00:08
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  4. Yıllar sonra clementine şarkı hakkındaki düşüncelerini yazmış twitter.com
    rakbenadam
    21.6.2020 22:49
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  5. Sagopa bu şarkı için albüm kitapçığında şu sözleri yazmış:

    "Hepimiz birer gölgeyiz ve gölgelerimizleyiz. Her bir gölge içimizdeki ruhun dıştan görünüşü,
    eskilerimi eskiciye verdim artık yenilerimle barışığım hikayesi."

    Bu yazıdan ve şarkıdaki sözlerden yola çıkarak, sagopa'nın bu şarkıda insanın kendini tanıması ve kabul etmesi üzerinde
    durduğunu söyleyebiliriz. Gölge ile insanın bilinçdışı benliğini temsil edip, bizi biz yapan şeyin yani geçmişin, gölgenin
    emaneti olduğunu anlatıyor. Şimdi ilgili bulduğum şarkı sözlerini buraya yazcam altına da engin geçtan'ın "hayat" isimli
    kitabından konu ile alakalı bir bölüm koycam. özellikle o yazıdan sonra bu şarkıdaki gölgeyi yazıdaki gölge gibi yorumlayınca daha anlamlı
    olduğunu gördüm.

    "Biz, varımızı ortaya koysak yoğumuzla utanırız"
    "İnsanların icadı kukla medeniyetinde
    Herkesin bağlı olduğu bir ipi var"
    "Kukla duygusu, askıya alınan o insan bulgusu"

    bu sözlerde; gölgemizden uzaklaşarak kendimize zorla medeniyet gömleği giydirmeye çalıştığımızı söylüyor.

    "kaderimizin yanlışı ya da doğrusu, olgusu yoktur"
    "Tekrar edilen geçmiş döngüsü, karasis örtüsü;
    Gölgelerin emaneti sen misin?"
    "Sen teksin, takibinde geçmişin!"
    "Geçmişi gölgeye teslim ettim
    Ve şimdi gölgeler takibimde, ardımda bir yığın manzara"
    "Ve her geçmiş gölgelere emanet edilir"
    "Bu nedenle seni takibe alan gölgelerdir
    Sen yürüdükçe seni sorgular"

    bunlarda da: sen hayırdır yarram gölgen de, geçmişin de sensin boşuna şekil yapma diyor.

    Bu da konuyla ilgili bölüm (engin geçtan, "hayat", sayfa: 49-50-51, metis yayınları) okumak isterseniz internette pdf'si var.

    "Bir zamanlar, der Hans Christian Andersen, kuzeyli, kibar, utangaç ve bilgili bir genç adam, güneydeki sıcak ülkeleri ziyarete gitmiş;
    güneyde güneş delice parlarmış. Genç adamın penceresinden bakıldığında, sokağın karşı tarafında bir ev varmış; genç adam bir gün bu evin
    balkonunda güzel bir kızı çiçekleri sularken görmüş. Güzel kızla konuşabilmek istemiş, ama çok utangaçmış. Bir gece, mumunun ışığı gölgesini
    sokağın öbür yanındaki kızın balkonuna düşürürken, gölgesine 'şakacıktan', gidip eve girmesini söylemiş. Gölge de gitmiş, eve girip onu terk
    etmiş. Genç adam biraz şaşırmış bu işe, ama hiçbir şey yapmamış. Zamanla kendisine yeni bir gölge edinip ülkesine dönmüş. Gel zaman git zaman
    yaşlanmaya başlamış, bilgisi görgüsü artmış; ama başarılı olamamış. Güzellikten ve iyilikten söz etmiş, ama onu kimse dinlememiş.

    "Orta yaşlarını sürmekte iken bir gün gölgesi ona dönmüş - zayıf, kara kuru, ama pek şıkmış. Adam hemen 'Sokağın karşısındaki eve gittin mi?'
    diye sormuş. 'A, tabii' demiş gölge. Her şeyi gördüğünü iddia etmiş, ama hepsi uydurmaymış. Adam sorularını sürdürmüş: 'Odalar dağın tepesinden
    yıldızlı gökyüzünün göründüğü gibi miydi?' diye sormuş, gölgenin bütün diyebildiği 'Tabii, tabii hepsi vardı' olmuş. Ne cevap vereceğini
    bilemez haldeymiş, sadece bir gölge olduğu için giriş holünden öteye geçememiş çünkü. 'Eğer kızın yaşadığı odaya kadar gitseydim, ışık beni yok
    ederdi.' diye açıklamak zorunda kalmış sonunda.

    "Gölge, entrikada ve benzeri hünerlerde mahir, güçlü ve vicdansız biri olduğundan, adamı kısa sürede etkisi altına alıvermiş. Birlikte yola
    çıkmışlar: Gölge efendi, adam da onun hizmetkarı olarak. Yolda 'her şeyi çok açık görmekten mustarip' bir prensese rastlamışlar. Prenses
    gölgenin gölgesi olmadığını fark ettiği için ona güvenmemiş, ama gölge, yanındaki adamın aslında kendi gölgesi olduğunu, ona kendi başına dolaş-
    ması için izin verdiğini söylemiş; prenses 'Tuhaf bir durum ama mantıklı' diyerek bu açıklamayı kabul etmiş. Bir süre sonra, prensesle gölge
    evlenmeye karar verince, adam isyan etmiş. Prensese gerçeği açıklamaya çalışmış, ama gölge onun lafını ağzından alarak 'Zavallıcık deli, kendisini
    insan beni gölgesi sanıyor' demiş. 'Ne kötü' demiş prenses, adama acıyarak ve çektiği azaptan kurtarmak için onu ölüme mahkum etmiş ve prensesle
    gölge evlendiği sırada idam hükmü yerine getirilmiş...

    "Adam, uygar olan her şey - bilgili, kibar, idealist, nezih, yani uygar bir yetişkin olam sürecinde baskı altına alınmış her şeyin bedeli.
    Gölge, adamın bastırılmış bencilliği, itiraf edilmemiş arzuları, asla edemediği küfürler, işleyemediği cinayetler. Gölge onun ruhunun karanlık
    yüzü, kabul edilmeyen ve kabul edilemez olanı... Andersen'in anlattığı şey, bu canavarın insanın ayrılmaz bir parçası olduğu ve yadsınamayacağı.

    "Adamın hatası gölgesini izlememekte. ...Bu nedenle, ne kadar iyi ve bilgili de olsa bunlar işe yaramıyor, hayat dolu bir varlık olamıyor, çünkü
    kendisini köklerinden ayırmış. Tabii gölge de aynı şekilde çaresiz; tek başına gölgeli giriş holünden ışığa çıkamıyor. Hiçbiri diğeri olmadan
    gerçeğe yaklaşamıyor... Gölge, yani ruhumuzun öteki yüzü, bilinçli zihnin karanlık kardeşidir... Ruhumuzun ikizini taşıyan hayalet... Gölge,
    bilinçli ve bilinçdışı zihnin arasındaki eşikte bekler ve rüyalarımızda onunla, kardeş, dost, hayvan, canavar, düşman, rehber olarak karşılaşırız.
    O, bilinçli benliğimize kabul etmek istemediğimiz ve kabul edemediğimiz her şeydir; içimizdeki, bastırılmış, yadsınmış ya da kullanılmayan tüm
    özellikler ve eğilimlerdir."

    Bu konuda Jung'un kendisi şunları söylemiştir: "Herkes bir gölgeye sahiptir, bu gölge insanın bilinçli yaşamında ne kadar az içeriliyorsa, o kadar
    kara ve yoğun olur." Bir başka deyişle, gölgenizle ne kadar az yüzleşirseniz o kadar güçlenir, sonunda bir tehlikeye, kaldırılamaz bir ağırlığa,
    ruhunuzun içinde her an etkinlik kazanabilecek bir tehdite dönüşür. Bilince kabul edilmeyen gölge, dışarıya, diğer insanlara yansıtılır, sorun
    onlardır, kötü olanlar da onlar. Jung şöyle devam ediyor: "... insan kendi gölgesiyle yüzleşip hesaplaşmayı öğrenirse dünya için gerçek bir şey
    yapmış olur, günümüzün devasa, çözülmemiş toplumsal sorunlarının hiç olmazsa küçücük bir parçasını sırtlanmış olur." Dahası, o insan gerçek bir-
    likteliğe, kendini bilmeye, yaratıcılığa doğru adım atmış olur ve olgunlaşır. Gölge eşikte bekler; bilinçdışının yaratıcı derinliklerine giden yolu
    tıkamasına izin verebiliriz ya da bizi elimizden tutup o derinliklere götürmesine razı oluruz. Çünkü, kökenini evrim tarihinin derinliklerinden alan
    gölge basitçe kötü değildir. Aşağılık, ilkel, sakil, hayvansı, çocuksudur; güçlü, canlı ve kendiliğindendir.

    mrfarmer
    22.7.2020 17:38
    heart_plus : 4 stat_minus_2 : 0 


  6. BPG'de hem beati ile, hem de sözleri ile öne çıkan bir şarkıdır. Pesimist Orkestra ile yaptığı turnede Sagopa'nın gençleri sahneye alıp okutması ile de akıllara kazınmıştır. Keşke aynısını şimdi de yapsa...
    Beati büyülü bir atmosfere sahip, buna Clementine'in vokalinin de etkisi var.
    Sözleri de çok samimi. Sagopa kendinden kocaman bir parça koparıp bu şarkıya vermiş gibi.
    "Yapılan her savaşta bir çıkar ve de imzalanan her barışta bir zarar var. Biz varımızı ortaya koysak yoğumuzla utanırız..."

    Ayrıca şarkının backvokal'i Ayşe Çelik a.k.a. Clementin'in bu şarkı hakkında yazdıkları:
    "Sanırım buna şarkıyı dinleyen hemen herkes katılacaktır. Oldukça büyülü bir havası var şarkının. Yazdığı sözlerden, şarkının içindeki en ufak efekte kadar her zerresine gösterdiği özen büyük bu şarkıda Yunus'un. Bana yalnızca ona ve şarkının duygusuna eşlik etmek kaldı aslında.
    Şarkının altyapısının Empyrium'dan sample alınmış olması da aslında çok özel bir detaydır. Açıkçası ben Yunus'la tanışana kadar rap müziği neredeyse hiç bilmiyordum ve sürekli aramızda minik atışmalar oluyordu. Rap - Rock atışması yapıyorduk aramızda ve o dönem rap müziğin geçtiği evrelerden, ruhunda yer alan protest etkilerden habersiz bir insan olarak sürekli Rock müziğin Rap'ten daha iyi olduğunu söyleyip duruyordum. Sonra Yunus bir sürü CD ile çıkageldi eve. Rock ve Metal kategorisinde bir sürü grup, müzisyen dinledik o dönem. Progressive Rock, Classic Rock, Thrash Metal... Jimi Hendrix'ten, Tesla'ya, Opeth'e hemen her türlü tarzı dinledik diyebilirim. Fark ettim ki Yunus'un Rock müzik tarihi, grupları vs. hakkında bilgisi benden çok daha fazlaydı. Çünkü meraklıydı, araştırıyordu ve tüm parasını müziğe, müziğin her türüne ve kendini geliştirmeye adıyordu. Sonra bizim bu Rock dolu günlerimiz, gecelerimiz Yunus'un yaptığı şarkılara, şarkılardaki sample'lara yansımaya başladı ve Geçmişi Gölgeye Teslim Ettim, Psychodelic Rock'ın Raple nasıl muhteşem bir birliktelik oluşturabileceğini gösterdi."
    Kaynak: twitter.com
    deeptone
    29.8.2020 22:46
    heart_plus : 3 stat_minus_2 : 0 




  7. bugün shuffleda denk geldim yine, uzaklara daldım yıllar öncesine ışınlandım. muazzam derin bir parçadır
    kapsonluadam
    31.3.2021 11:08
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  8. psikanalizin üstadlarından carl gustav jung'un shadow yani gölge kavramını irdelediği sagopa eseri. çok fazla imge bulunur. fazla felsefidir... eğer anlatılan şeylere entelektüel olarak biraz hakimseniz gerçekten intiharı bile düşündürür. bpg gerçekten en karanlık albüm... bu kült eser için teşekkürler sago. bu arada sagonun bpg albümündeki yazım tekniği genel olarak fransız-romantizminin etkisindedir. edebi yanının felsefe ve psikolojiyle hatta sosyoloji ile bolca güçlendirdiği bir albümdür.
    voltaire
    16.7.2021 11:25 ~
    heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0 


  9. spotify listeme eklemediğim ama sago'nun en beğendiğim işlerinden birisi olan şarkı. Konser kayıtlarını eklediği için parça 21 dakikaya kadar uzamış bu da parçanın sürekliliğini götürmüş yoksa eskimeyen bir parça olduğu kesin.
    endloos
    16.7.2021 12:09 ~
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  10. yine düştük bataklığa, loop'ta takılı kaldı. :))

    geçmişi gölgeye teslim edemeyenlerdenim maalesef...
    benim inim hiphop
    18.7.2021 23:47 ~
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  11. junky skull güzel bir remixini yapmış.



    booyaka
    9.4.2022 22:47 ~
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  12. İsmen duygulu bir parça gibi ama kendini çok dinleten bir havası yok
    dark places
    26.2.2023 13:16 ~
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  13. Sayfalar: |<  <<

    fb | twt | youtube | insta | spotify | anket | uyarı | devlog

    bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz.
    hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.

    rastgele gururlarımız: